Yalan

RAHATLATICI BİR YALANDANSA CANINI ACITAN BİR GERÇEĞİ DUYMAK DAHA İYİDIR. ÇÜNKÜ GERÇEK, ENİNDE SONUNDA YOLUNU BULUR VE DAHA DA ÇOK ACITIR.

Beş yıl önce, Tia asla sahip olamayacağı bir adama âşık oldu. Evli ve iki çocuk babası olan Nathan, ona istediği hayatı veremezdi. Tia hamile kalınca Nathan ortadan kayboldu ve çaresiz genç kadın, bebeğini evlatlık verdi. Şimdi kayıp kızının ve eski âşığının peşinde.

Beş yıl önce, başarılı patoloji uzmanı Caroline, sırf kocası istiyor diye bir bebek evlat edindi. Zamanla uyum sağlayabileceğini düşünüyordu. Ama şimdi anne ve eş rolü için uygun olup olmadığını sorguluyor. 

Beş yıl önce, Juliette hayatının kusursuz olduğunu düşünüyordu. Sevgi dolu bir ailesi, sağlam bir evliliği ve başarılı bir işi vardı. Sonra kocasının ilişkisini keşfetti. Nathan bir daha sadakatsizlik etmeyeceğine söz verdi, Juliette de ona güvendi. Ama bu, bebeği öğrenmeden önceydi.   

Juliette, Nathan’a yazılmış, içinde fotoğraflar da olan mektubu bulduğunda dünyası tamamen tepetaklak oldu. Nathan kızını nasıl inkâr edebilirdi? Bu sırrı ondan saklıyorsa daha ne sırları vardı kim bilir? Gerçekleri öğrenmek için çırpınan Juliette, küçük kızın izini sürmeye karar verdi. Derken yolu Caroline ve Tia ile kesişti. Üç kadının kaderi artık geri dönüşü olmamacasına birlikte örülmüştü ve karşılarına çıkacak sonuçları hiçbiri tahmin edemezdi. 

“Meyers çelişkilerle dolu, psikolojik derinliğe sahip, karmaşık karakterler yaratmış. Olumlu ve olumsuz özelliklerini bir arada gördüğümüz karakterlerin ne yapacağını tahmin edememek çok zevkli.”  – Winnipeg Free Press